MORDOR
Moderatör
- Mesajlar
- 29
- Tepkime puanı
- 0
Saç dökülmesinin ana sebebi olarak dokulara dht hormonu bağlanması ve bu mekanizma süreci saç kökleri içinde gerçekleşiyor ya da saç köklerine bağlanıp PGD2 üretiyor yada yüksek miktarda pgd2 saç köklerine doğru akın edip birikme yapıyor. Prostaglandin D2 güçlü bir trombosit agregasyonu inhibe edici lipit bir protein. Yani trombositler besleyici nitelikteler, dokularda yara iyileşmesinin hızlandırılmasında trombositler görev almaktadır ana görevi kan pıhtılaşmasını sağlayarak birbirlerine bağlanarak kan akışını keserler. Saç köklerine trombosit oluşması azalınca kökler beslenememekte ve oksijen miktarıda azaldığından dolayı saçlarda incelmeler ve kalıcı kelliğe doğru süreç ilerlemektedir. Saç tedavisinde kullanılan ilaçların etki mekanizması DHT miktarını genel vücutta azaltmaktadır ve oral olarak alınan ilaçlar daha fazla miktarda DHT azalması sağlamaktadır. Sürekli oral ilaç kullanmak sağlımıza zararları vardır özellikle karaciğer enzimi değerlerinde yükselmeye sebep olmaktadır. Bu durumda karaciğerin yaşlanma sürecine katkıda bulunmaktadır. Biz bu gibi sıkıntıların yaşanmaması için topikal finasterid, dutasterid, estradiol ve diğer ilaçları kullanıyoruz. Topikal dht inhibitör kullanmanın önündeki en önemli engel bu maddelerin dermal papilla yani saç kökü hücrelerine ve sistemik dolaşıma yeteri kadar iletilememesidir. Topikal uygulamalardaki etken maddeleri bir takım formülayonlar ile emilim oranı hızlandırılıp deri altına istenilen miktarda emilim olması sağlanabiliyor. Bunun için dermaroller saç kaybı olan bölgelerde deride mikro kanallar açarak yada krem gibi deride uzun süre kalıcı solüsyonlar ile emilim oranı artırılabiliyor.
Kafa derisindeki finasterid gibi diğer etken maddelerin DHT seviyesini düşürebilmek için bu uygulanan yöntemlerin ne kadarı deri altına iniyor bunu oransal olarak gösteren bir çalışma var. Dünya saç araştırmaları kongresinde Hollandalı bir araştırma grubu oral ve topikal finasterid uygulamasını karşılaştırmış ve kafa derisi ve serumdaki DHT seviyeleri üzerindeki etkisi bildirilmiştir. Sonuçlar topikal finasterid sadece kafa derisindeki DHT seviyesi değil aynı zamanda da serum miktarında da DHT seviyesini de düşürdüğü göstermiş. Buradaki en önemli sonuç kafa derisi DHT seviyesi oral biyo yararlanımdan daha fazla düzeyde azalmasıdır. Orak finasterid kullanımı kafa derisi DHT seviyesinde daha az etkiye sahiptir. Bu nedenle topikal finasterid oral alıma göre daha iyi çalıştığı bildirilmiş;
a) Topikal kullanım daha iyi saç büyümesi, düşük yan etki şansı.
b) Hormonlara etkisi minimum derecede olması.
Finasterid Oral Kullanım Verileri
0.01, 0.05, 0.2, 1, ve 5 mg finasteride scalp dht yi sırasıyla13.0% placebo olmak üzere 14.9%, 61.6%, 56. 5%, 64.1%, ve 69.4% Serum DHT ise bu dozların sırasıyla 49.5%, 68.6%, 71.4%, ve 72.2% azaltıyor.
Finasterid Topikal Kullanım Verileri
0.01, 0.05, 0.2, 1, ve 5 mg finasteride scalp dht yi sırasıyla 17.3% placebo olmak üzere 14.9%, 61.6%, 56. 5%, 64.1%, ve 69.4% Serum DHT ise bu dozların sırasıyla 55.5%, 73,6%, 71.4%, ve 74.2% azaltıyor.
Scalp ve kan bloklamaları serum yüzdeleri farkı olduğu için bu yan etkiler farklılık gösteriyor. Aşağıda eklediğim görseldeki veriler topikal finasteridin sistemik etkisinin oral finasteride göre daha az olduğunu gösteriyor. Kandaki serum DHT seviyesini oral finasterid kadar azaltması beklenmez. DHT önemli bir seks hormonudur. Serum DHT seviyesinin düşürülmesinin finasterid (azalmış libido, erektil disfonksiyon gibi) tarafından cinsel yan etkilere neden olduğu bilinir. Bazı saç dökülmesi uzmanları da dahil olmak üzere bir çok insan, topikal finasteridin sıfır cinsel yan etkiye sahip olduğuna inanır bu düşünce yanlıştır. Yan etkisi azda olsa vardır bu emilim miktarına göre değişir. Plasebo bile oral finasterid için yapılan büyük bir klinik çalışmada gösterildiği gibi yan etkilere neden olabileceğini unutmamak gerekir. Ancak topikal finasteridin oral finasteridten daha güvenli sağlığa daha az zararlı olduğuna dair şüphe yoktur.
Kafa derisindeki finasterid gibi diğer etken maddelerin DHT seviyesini düşürebilmek için bu uygulanan yöntemlerin ne kadarı deri altına iniyor bunu oransal olarak gösteren bir çalışma var. Dünya saç araştırmaları kongresinde Hollandalı bir araştırma grubu oral ve topikal finasterid uygulamasını karşılaştırmış ve kafa derisi ve serumdaki DHT seviyeleri üzerindeki etkisi bildirilmiştir. Sonuçlar topikal finasterid sadece kafa derisindeki DHT seviyesi değil aynı zamanda da serum miktarında da DHT seviyesini de düşürdüğü göstermiş. Buradaki en önemli sonuç kafa derisi DHT seviyesi oral biyo yararlanımdan daha fazla düzeyde azalmasıdır. Orak finasterid kullanımı kafa derisi DHT seviyesinde daha az etkiye sahiptir. Bu nedenle topikal finasterid oral alıma göre daha iyi çalıştığı bildirilmiş;
a) Topikal kullanım daha iyi saç büyümesi, düşük yan etki şansı.
b) Hormonlara etkisi minimum derecede olması.
Finasterid Oral Kullanım Verileri
0.01, 0.05, 0.2, 1, ve 5 mg finasteride scalp dht yi sırasıyla13.0% placebo olmak üzere 14.9%, 61.6%, 56. 5%, 64.1%, ve 69.4% Serum DHT ise bu dozların sırasıyla 49.5%, 68.6%, 71.4%, ve 72.2% azaltıyor.
Finasterid Topikal Kullanım Verileri
0.01, 0.05, 0.2, 1, ve 5 mg finasteride scalp dht yi sırasıyla 17.3% placebo olmak üzere 14.9%, 61.6%, 56. 5%, 64.1%, ve 69.4% Serum DHT ise bu dozların sırasıyla 55.5%, 73,6%, 71.4%, ve 74.2% azaltıyor.
Scalp ve kan bloklamaları serum yüzdeleri farkı olduğu için bu yan etkiler farklılık gösteriyor. Aşağıda eklediğim görseldeki veriler topikal finasteridin sistemik etkisinin oral finasteride göre daha az olduğunu gösteriyor. Kandaki serum DHT seviyesini oral finasterid kadar azaltması beklenmez. DHT önemli bir seks hormonudur. Serum DHT seviyesinin düşürülmesinin finasterid (azalmış libido, erektil disfonksiyon gibi) tarafından cinsel yan etkilere neden olduğu bilinir. Bazı saç dökülmesi uzmanları da dahil olmak üzere bir çok insan, topikal finasteridin sıfır cinsel yan etkiye sahip olduğuna inanır bu düşünce yanlıştır. Yan etkisi azda olsa vardır bu emilim miktarına göre değişir. Plasebo bile oral finasterid için yapılan büyük bir klinik çalışmada gösterildiği gibi yan etkilere neden olabileceğini unutmamak gerekir. Ancak topikal finasteridin oral finasteridten daha güvenli sağlığa daha az zararlı olduğuna dair şüphe yoktur.
